Bulaşıkları masadan kaldırdı.
- She removed the dishes from the table.
Eski mobilyayı kaldırdık.
- We removed the old furniture.
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
İşaret hemen kaldırıldı.
- The sign was immediately removed.
Yaralı, olay yerinden uzaklaştırıldı.
- The injured were removed from the scene.
Onlar uzaklaştırılmalı.
- They must be removed.